Bir fizibiliteyi yatırıma kaynak sağlayabilecek kesimler kullanır. Bu kesimler yatırımcı, finans kurumu, devlet aktörlerinden biri, birkaçı veya hepsi olabilir.


Fiziki (sabit) bir yatırımın projesinin değerlendirme raporunun ya da fizibilitesinin hazırlanmasının ardındaki gereklilik, aslında o yatırımın getirisinin/götürüsünün makro açıdan bir ülke ekonomisinde, mikro açıdan ise işletmenin kazancı üzerinde oynadığı önemli rolden kaynaklanır.


Yatırımlar ekonomik büyüme açısından vazgeçilmez bir öneme sahiptirler. Bu nedenle sınırlı kaynaklarla ekonomik büyümeyi sağlama uğraşısında, kaynak ayırmayı gerektiren yatırım önerilerinin rasyonel, ölçülebilir ve uluslararası kabul görmüş tekniklerle hazırlanması ve değerlendirilmesi “Optimal kaynak kullanımının” temel ilkesi olmak zorundadır. Ancak böylelikle, yatırımlardan beklenen sonuçların makro düzeyde gerçekleşmesi mümkün olabilecektir.


Mikro açıdan ise sabit sermaye yatırımları işletmelerin varlığını devam ettirmelerinin temel nedenidir. Çünkü; piyasadaki rekabet koşulları genelde işletmeleri piyasa değerini arttırmaya ve kâr beklentilerini gerçekleştirmeye zorlar. Değişen sosyo ekonomik ve teknolojik koşullara uyum sağlamak –diğer bir deyişle rekabetçi ve sürdürülebilir bir faaliyeti gerçekleştirmek- için şirketler yatırım yapmak zorundadırlar. Bu nedenle yatırımcı ve/veya destekçi kurumlar açısından kendilerine açık olan yatırım alanlarını ve önerilerini akılcı bir biçimde incelemek ve değerlendirmek kaçınılmaz olacaktır.


Makro ve mikro bazda yatırım kararını verecek olanlar optimum kaynak kullanımını sağlamak amacı ile bir yatırım projesi hazırlama çalışmasına yani bir fizibilite etüdüne gerek duyarlar. Bu açıdan bir fizibilite etüdü doğru yatırım alanının kapısını açan ve yol gösteren bir tür rehber olmak durumundadır.